“Girişimcilikte Temel Sağlam Atılmalı”
İnsanlar çok büyük girişimcilik ruhuyla, hevesle bir işe adım atıyorlar. Temelini sağlam atmayan firmalar maalesef çok hızlı batıyorlar.
Sizi tanıyabilir miyiz?
2002’de İşletme Fakültesini bitirdikten sonra bir sene Kanada’da dil üzerine eğitim gördüm. Hemen ardından firmamızda çalışmaya başladım. Firmamızın tüm departmanlarında görev aldım. Daha önce muhasebe, satış, pazarlama, üretim gibi her departmanda sorumluluklarım vardı. Firmamız büyüdükçe kurumsallaşma adımlarımızı hızlandırdık ve sorumlulukları paylaştırdık. Şu an Genel Müdür olarak çalışmalarıma devam ediyorum.
Firmanızın kuruluşu nasıl oldu?
Babam ve amcam 70’li yılların başında Ankara’ya geldikten sonra kauçuk işiyle ilgilenmeye başlıyorlar. 1978 yılına kadar çeşitli firmalarda çalışıyorlar. Aynı sene Gülhan Kauçuk’u kuruyorlar. Sızdırmazlık keçeleriyle başlamışlar. Onun dışında imalatımız yokmuş. Gelişen piyasa koşullarıyla üretim kapasitesi genişledi. 1984 yılında OSTİM’e geldik. Amcamın vefatından sonra 1999’a kadar diğer amcamla beraber ortaklaşa devam ettirdik firmamızı. Zaman ilerledikçe 60 kişilik bir ekip olduk. Satış ağımız büyüdü. İstanbul’da, ABD’de mağazalar açtık.
TÜRKİYE’DE BİRİNCİ, AVRUPA’DA İLK ÜÇTE
En çok üretim yaptığınız sektör hangisi?
Kauçuk, kullanım alanı geniş olan bir ürün, girmediği hiçbir alan yok. Mesela kauçuk olmazsa sızdırmazlık diye bir şey olmaz. Kısaca endüstrinin temel taşlarından. Hemen hemen her sektöre hizmet veriyoruz. Ciromuzun yüzde 70’ini iki iş dalı; beton pompası ve asfalt makinaları grubu oluşturuyor. Beton pompalarının piston takozunda Türkiye’de birinciyiz, Avrupa’da da ilk üçün içerisindeyiz. 60’ın üzerinde ülkeye ihracatımız var.
İhracatımızın yüzde 70’i Avrupa ülkelerine. Avrupa’da Orijinal Ürün Üreticisi (OEM) dediğimiz bir kaç firmanın da üreticisiyiz. Özellikle İtalya, Almanya ve İngiltere çok güçlü olduğumuz pazarlar. Kuzey Afrika’da, Güney Kore’de, Azerbaycan’da bayilerimiz var.
‘Üretim yapmak’ size ne ifade ediyor?
Üretim yapmanın keyfi, tadı mükemmel. Ticaret yapmak daha çok kazandırıyor fakat üretim yapmak daha güzel. Hammadde geliyor, makine geliyor. Elektrik enerjisi, insan kaynağı kullanıyorsun. Bir araya getirip ekonomiye bir değer katıyorsun. Bestekarlar eserleri için “Hepsi benim çocuğum gibi.” derler. Ürünler de bizim için aynı şekilde. Ortaya bir ürün çıkarmanın keyfi apayrı.
“OSTİM’DEN VAZGEÇEMİYORUZ”
OSTİM’li olmanın sizin için anlamı nedir?
OSTİM’den vazgeçemiyoruz. Büyüme hedefimiz ihracat odaklı. OSTİM demek Avrupa piyasası, dünya piyasası demektir; dünyaya açılan kapıdır. İşim gereği Uzak Doğu’dan Amerika’ya farklı bölgelere seyahatlerim oluyor. Çok sayıda fuara katılıyorum. Şunu gördüm; OSTİM’den malzeme almayan hiç bir ülke yok. Burada kaliteli ve ekonomik ürün var.
Bundan 20 sene öncesine kadar OSTİM demek Ankara demekti. Ardından OSTİM Türkiye’nin iş makinesi merkezi oldu. Dünyada iş makineleri sektöründe OSTİM’den haberdar olmayan ülke kalmadı. Özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri Türkiye’yi firma firma dolaşıyorlar.
Kamu alımlarıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Üzüldüğüm tek bir konu var. Fiyat odaklı tedarik herkese kaybettiriyor; benim ürettiğim x ürün. 10 yıldır üretmişim ve ilgili kamu kurumunun tedarikçisiyim, ama her alım sürecinde hiçbir tecrübesi olmayan, ilk defa ürünü gören bir firma 50 kuruş ucuza verdi diye işi alıyor ve teslim edemiyor.
Ben kaybediyorum, işi alan firma kaybediyor. Ürünü teslim edemediğinden kendisi de maalesef geri dönülmez bir yola giriyor, ihale yasaklısı oluyor. Bu ihaleyi açan kamu kurumu zaman ve para kaybediyor. O tür işlerde biraz daha tecrübeye önem verilmeli. Her şeyin para odaklı olmadığını, özel sektörün öğrendiği gibi kamunun da öğrenmesi gerekiyor.
“GİRİŞİMCİLİK HEM ÇOK KOLAY HEM DE ZOR”
Firmanız bir girişimcilik örneği. Girişimcilikle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Babam ve amcam zor şarlar altında, birer makinayla başlamışlar işe ve bu günlere getirmişler. Girişimcilik artık hem çok kolay hem de çok zor. Bundan bir yirmi sene öncesinde gittiğimiz zaman Ankara piyasasında toplasanız dört tane kauçukçu vardı, müşterinin alternatifi azdı. Günümüzde sadece OSTİM’de 50’ye yakın kauçuk firması sayabilirim.
Girişimcilik çok kolay. Bir iş yeri kiralarsınız, bir pres, torna, iki de çalışan alırsınız ve işe başlarınız. Maliyeti size 100 bin lirayı geçmez. Fakat bir işi yürütmek, müşterilerin sunduğu vade koşullarına dayanabilmek, o işin maddiyatının altından başarı ile kalkabilmek Türkiye piyasasında artık çok kolay değil. İnsanlar çok büyük girişimcilik ruhuyla, hevesle bir işe adım atıyorlar. Temelini sağlam atmayan firmalar maalesef çok hızlı batıyorlar.
Neye dikkat edilmeli?
Özsermaye olmadan piyasada dayanamazsın. Hammaddeyi alırken özellikle kauçuk için söylüyorum; en fazla iki ay vade ile alıp 7-8 ay vadelere dayanabilmek öz sermaye gücü gerektiriyor. Özsermaye yeterli değilse ve bunu destekleyecek güç yoksa 7-8 ay vadeyi kaldırmak, özelikle yeni firmaların altından kalkabileceği bir durum değil. Girişimcilik çok güzel bir şey ama özsermaye çok önemli.
“KÜME, GELECEĞE BAKIŞI DEĞİŞTİRDİ”
- Kümelenme, gelişmiş ülkelerde uzun yıllardan beri başarıyla uygulanan bir yöntem. KOBİ’lerin rekabette avantajlı hale gelmesinde ciddi bir ivme kazandırıyor. Kümelenme, yaklaşık 6-7 yıldır OSTİM’de çok önem verdiğimiz bir başlık haline geldi. OSTİM’deki başarılı kümelenme çalışmaları KOBİ’lerimizin gelişimine ve küresel pazarlara açılmalarına öncü oldu.
- Küme, rakiplerimizle düşman olmadığımızı bize öğretti. Kümelenmeden sonra hepimiz çok sık bir araya araya geldik ve şunu gördük; hepimiz aynı gemideyiz. Aynı yöne ilerlemenin gerekli olduğunu, ortak hareket etmenin önemini kavradık. Birçok firmamız kümelenme sayesinde yurt dışına açıldı. Yeni pazarlar keşfetti. Yurt dışına çıkınca vizyon değişiyor, gelişiyor.
- “Ben bir on sene sonra böyle devam edersem, bu piyasada yer alamayacağım.” denilip kendini geliştirme zorunluluğu hissediliyor. Kümelenmeyle birlikte üyelerimizin birçoğunun işine ve geleceğe bakışı çok değişti. Çok fayda gördük. Adımlarımızı sağlam atmak, birbirimize güvenmek zorundayız. Bu durumda kümelenmelere önemli sorumluluklar düşüyor.




