Üretiminizi Dışarıda Görünce Türkiye’yi Tanırsınız
Karo pres makineleri, mermer silme makineleri ile bunların ekipmanlarını üreten, OSTİM İş ve İnşaat Makineleri Kümesi üyelerinden Pınar İş Makinaları, 1983’ten bu yana OSTİM’de. Firmanın kurucusu Zeki Bozbola, hayata erken yaşlarda atılan, kısa sürede kendi işini kuran, sektörünün ileri gelen sanayicileri arasında.
Meslek hayatında 50 yılı geride bırakan Bozbola, ihracatın, kalkınma için önemini vurgulayarak, “Ürettiğimiz makineleri dışarı gittiğiniz zaman görürsünüz, Türkiye’yi oradan tanırsınız. Türkiye içinden bakarsanız göremezsiniz.” diyor.
Mesleğe nasıl başladınız?
Firmam 41 yıllık bir geçmişe sahip. Ağabeyim Ankara’da kaynakçıyken, ilkokulu bitirdikten sonra 1966’da Ankara’ya geldim. Çırak olarak başladığım yerde usta Arnavut’tu. Ağabeyimin de iyi arkadaşıydı. Usta, kendisine, “Bu hiç çalışmaz diyorsun. Sanki iki senelik çalışan gibi.” derdi. Hakikaten öyleydim. 1974’de Büyük Sanayi’de bir iş yerine girdim. Aynı yıl, Bulduk Pasajı’nda kendi işyerimi açtım. İşyerimi açtım ama para yok! Kendi açtığım dükkan küçücük 30 m2 bir yer idi. Otomotiv üzerine tamircilerin yedek parçalarını yapıyordum. 1983’ten beri de OSTİM’deyim.
OSTİM’e nasıl geldiniz?
Yerimiz küçük olduğundan, verimli bir şekilde kendimizi büyütmek için geldik. OSTİM’e ilk geldiğimizde 200 m2 dükkanı görünce, “Ben burayı ne yapacağım?” dedim. Bugün burada 1500 m2 alandayım, herhalde bir 5 bin m2 olsa yine yetmeyecek. OSTİM bizim ufkumuzu açtı. OSTİM’in temelleri atılırken ben çıraktım. Allah rahmet eylesin OSTİM’i kuran insanlar, çok güzel insanlardı. Bu insanlar bizim ustalarımızdı. Bizi akşam sanat okullarına gönderdiler. O günün insanları çok iyi insanlardı.
Daha büyük bir fabrikayı Çubuk’ta havaalanının tam karşısında açtım. Ama ekonomik zorluklarla gidemedik oraya. Çünkü OSTİM’e bağımlıyız biz. Bu makine üretilirken bizimle beraber burada çalışan en azından 8-10 firma var. Uzak kalamazsınız, taşıma, gitme-gelmeyle olmaz bunlar.
Sizin işinizi dünyada hangi ülkeler yapıyor?
Bu makinelerin dünyada en iyi üreticilerinden biri İtalya. Ama hamdolsun ki bugün biz İtalyanların seviyesini yakaladık. Almanlar üretiyorlardı bıraktılar, İtalyanlar kaldı. Türkiye’de bizim ürettiğimiz gibi üreten yok.
Bir KOBİ olarak en çok zorlandığınız konular nelerdir?
Bugün herşey güzel, kredi almanız da, imalatınız da güzel ama eksik bir şey var. Dış pazarda yetişmiş elemanımız yok. Türkiye genelinde yok. İç pazar zaten bizim, orada bir sıkıntı yok. Ama dış pazar, dış Pazar... İhracata çok önem vermeliyiz. Eğer ülkemiz kalkınmak istiyorsa, kesinlikle ihracat yapmamız ve kaliteli üretmemiz lazım. Yani şunu üreten bir insan benden daha akıllı değil! Ben de bunu yaparım demeli ve başarmalısın. Hedef bu olmalı. Türk insanı akıllıdır, zekidir, çalışkandır. Atatürk’ün söylediği söz, “Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir.” çok doğru bir söz.
Diğer yandan, ucuz kredi konusu var. Bu, çok ciddi bir sıkıntı ve faizler hala yüksek. Bugün Eximbank’ın bir kredisi var. Yeterli değil ama biz kullanıyoruz.
ARA ELEMAN SIKINTISI
Sanayici olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Önce işi sevmesi ve geleceğini görmesi lazım. Bu soruyu OSTİM’deki bütün iş adamlarının cevaplaması lazım. Bugünün gençliği çok temiz ve dürüst olmasına rağmen mesleki eğitimine önem vermiyor. Herkes “Üniversite bitsin, masa başında devlet memuru olayım.” diyor. Zanaatkar yetişmiyor. Ara eleman sıkıntısı OSTİM’de had safhada. Gençlere, verilenlerin nasıl kazanıldığı anlatılmıyor. Bir nimetin nasıl geldiğini bilmezseniz gençlik böyle olur.
Mühendislik okuyan gencin makineye dokunması gerekir…
Tabii dokunması gerekir. Bir annenin çocuğunu sevdiği, en çok neyi seviyorsa onu sevdiği gibi makineyi sevmesi lazım. 63 yaşındayım bu işe başlayalı tam 50 yıl olmuş. Hala çalışıyorum, Allah beni çalışmaktan eksik etmesin. 25 sene önce emekli oldum daha çalışıyorum. Ben işimi çok seviyorum.
Ürettiğimiz makineleri dışarı gittiğiniz zaman görürsünüz, Türkiye’yi oradan tanırsınız. Türkiye içinden bakarsanız göremezsiniz. Ben bir makineyi üretip de herhangi bir ülkeye götürdüğüm zaman orada Pınar Makine, Zeki Bozbala yok! “Türk Malı” diyorlar. Türk Malı olarak benim makinem orada sevildiğinde, takdirini gördüğüm zaman mutluluğum parayla ölçülemez.
“ZENGİNLİK PARA DEĞİL, YÜREKLİLİKTİR”
Kümeden neler bekliyorsunuz?
Ben bunu yıllar önce söyledim. Bir stant açalım, içinde bizler olalım. Bizi ve OSTİM’i tanıtan. Dünyada ne kadar fuar varsa oraya gidilsin. Eskiden fuarı bile bilmiyorduk. İlk yurtdışı fuarı için Mısır’a gittim. Bugün devletimizi tebrik etmek lazım. Yüzde 70’lere varan teşvikler veriyor. Eskiden bu teşvikler yoktu; kendi imkanlarımızla gidiyorduk fuarlara. Altını çizerek söylüyorum; bir insan ülkesine bakması için yurtdışına çıkmalı. Dışarıdan bakarak, geçmişteki ihracatlarımızla şimdikini karşılaştırmalı.
İşsizlik var deniliyor değil mi? Türkiye’de işsizlik falan yok. Tembellik var. Her iş yerine gir, işçi arıyor. Çalışacak adam yok. Zenginlik para değil, zenginlik yürekliliktir. En kötü adam; çalışmayan adamdır. En korkak adam; beceriksiz adamdır. Bana desen ki, ”Sen ne kadar güçlüsün?” “Ne kadar haklıysam o kadar güçlüyüm.” Güç insanın bileğinde olmaz. Akıl gücünü kullanmıyoruz biz.
OSTİM’lilere bir mesaj verecek misiniz?
OSTİM esnafı çalışsın, koşsun, çabalasın. Gençlerimize önem versin. İmalatlarına, işine hız versin; Allah’ın izniyle hiç kimsenin emeği yerde kalmaz. Emeğini mutlaka alır. Yeter ki bir şey yapsın; işini yaparken düzgün yapsın, hile yapmasın. “Bir Avrupalı nasıl düzgün çalışıyorsa, ben onun daha düzgününü yapacağım. Ben bu işin içine haram katmayacağım. Ben bunun bedelini aldım. İşin karşılığını aldığım için de ben bu işi tam karşılığında yapmam lazım.” desin.
“Üniversitedeki gençlerimiz 5 yıl okuyor. Makine mühendisleri niçin sanayiye gelip de bir yıl bir makine imalathanesinde eğitim görmüyor? Meslek kağıt üzerinde ancak hiçbir şey yok. Bir tane cıvatayı sıkamayan, sökemeyen, çapını bilmeyen böyle, mühendis mi yetişir? İyi gidişatımız var ama yetiştirdiğimiz teknik elemanlarımız, mühendislerimiz çok zayıf.”
DESTEK ALSAYDI ROBOTU 6 AYDA YAPACAKTI
Pınar İş Makinaları, sektöre tecrübeleriyle üretimine yeni uygulamaları kazandırabiliyor. Firma, otomatik karo pres makinelerinde insan faktörünü ortadan kaldıran robot uygulamasıyla, hem zamandan tasarruf sağlamayı hem de üretimde fireyi minimuma indirmeyi başarmış.
Robot uygulaması için TÜBİTAK’a proje yazdıklarını ancak kabul edilmediğini belirten Fabrika Müdürü İbrahim Demirtaş şu açıklamada bulundu: “Akşama kadar iki personelin, normalde sekiz saatte dizdiği sepete istifleme işini kısa sürede yapacak; tamamen mekanik ve vakumlu olmak üzere iki tip robot yaptık. Bu projenin Ar-Ge’si için TÜBİTAK’tan destek almak düşüncesiyle danışman firma desteği ile “Faydalı Model” olarak müracaat etmiştik. Çok iyi bir sunum yapmamıza rağmen maalesef destek alamadık. Raporda özetle şu denildi: “Zaten bu işlerde başarılısınız, desteğe ihtiyacınız yok, yaparsınız siz bunu.” Destek alabilseydik 6 ayda yapacağımız işi 5 yılda bitirebildik.