Adres :
100. Yıl Bulvarı No:101/A, 06374 OSTİM/Ankara-TÜRKİYE Telefon : 0 312 385 50 90 Faks : 0312 354 58 98 E-Posta : korhan@ostim.org.tr

20 Yıl Öncesinden Gelen Teklif

Korhan GÜMÜŞTEKİN
06 Kasım 2017 09:22

1996’da 8 ülkenin bir araya gelmesiyle oluşturulan D-8 Gelişen Ülkeler Teşkilatı 20. yılını geride bıraktı. Bütün insanlığa huzur, barış ve saadet getirecek ‘Yeni Bir Dünya’ tanımı ve arayışına dair cesur bir girişim ve samimi bir oluşum olan D-8, küresel paradigmaya itirazın ortak sesi olarak yola çıktığında; buhranların kasıp kavurduğu yeryüzünde adeta bir nefes borusu olarak değerlendiriliyordu. Kazanan-kaybeden dengesizliği üzerine kurulmuş olumsuz rekabet kurallarını reddederek, tüm insanlığa, barış, diyalog, adalet, eşitlik, işbirliği, hak ve özgürlük vurgusuyla kapsayıcı bir şekilde herkesin kazandığı bir tasarım idi.

D-8’in, yola çıkarken ortaya koyduğu itiraz, dünyanın bu şekilde artık daha fazla gidemeyeceğine yönelik söylemler, 1 milyar nüfusu aşan İslam alemine verdiği mesajların dayanakları hala geçerli.

Ne yazık ki uluslararası denklemde güçlü olanlar hep haklı… Güç nereden geliyor? Bu güç, sömürgecilik anlayışından da geliyor güçlü ekonomiden ve kendi teknolojisinden de. Altını çizmek isterim; güce sahip olanlar ve kaybetmek istemeyenler kesintisiz şekilde akıl teri akıtıyor.

54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan, ‘D-8 Yeni Bir Dünya kitabındaki önsözünün bir bölümünde, “Önce İran- Irak Savaşı, sonra Körfez Savaşı, sonra Bosna katliamı, sonra Azerbaycan ve Çeçenistan katliamları, bütün bu savaşların hep Müslüman topluluklara karşı yapılması ve birçok Müslüman ülkelere uygulanan çeşitli ambargolar, Somali’de Ruanda’da açlıktan ve sefaletten hayatlarını kaybeden insanlara karşı Batının duyarsızlığı (…)” der.

Dikkat edilirse İslam dünyasındaki kargaşa 1990’lı yıllarda ne ise bugün de daha fazla tazyikle devam ediyor. Şöyle denilebilir; bu ülkelerin kafasını kaldırmasına, bağımlı olmaktan kurtulmasına, kendi teknolojilerini üretmesine izin verilmiyor. Hazır almaya, el pençe divan durmaya, söylenenlerin dışına çıkmasına izin verilmiyor.

Merhum Erkaban’ın bahsi geçen yazısında da işaret ettiği gibi komşusu açken kendisi tok yatan mutlu olamaz; “Bir toplumun öbür toplumu sömürmesi, fakir bırakması, gelişmesini engellemesi, sonunda o toplum için de zararlıdır. Nitekim Batılı ülkelerin 20. asırdaki bu uygulamaları sonunda, zenginler daha zengin, fakirler daha fakir hale gelmiş, toplumlar arası gelir dağılımı bozulmuş, fakir ülkeler borçlarının faizlerini dahi ödeyemeyecek hale gelince şimdi borç veren ülkeler verdikleri borçların faizlerin değil hatta ana paralarından bile vazgeçme durumunda kalmışlardır. (…) 20. Asrın gerçekleri, yaşanan olaylar, alınması lazım gelen dersler sonundaki zorunluluk D-8’in doğuşunun gerekçesi olmuştur.”

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın D-8 9. Zirvesi’nde de vurguladığı üzere; geleceğimizi birkaç uluslararası kuruluşun ve aktörün insafına bırakamayız. Artık belli güçlerin, belli ülkelerin gündem belirlediği, diğer yüzlerce ülkenin de intiba ettiği bir dünyada yaşamıyoruz. Dünyanın irili-ufaklı tüm ülkelerinin eşit şekilde söz sahibi olduğu, küresel refaha ortak olduğu, insanlığın geleceğine beraberce yön verdiği bir düzen…

1. Savaş değil, barış, 2. Çatışma değil, diyalog, 3. Çifte standart değil, adalet, 4. Üstünlük değil, eşitlik, 5. Sömürü değil, iş birliği, 6. Baskı ve tahakküm değil, insan hakları hürriyet ve demokrasi temel ilkelerini benimsemiş D-8, 20 yıl önce tam da bu teklifi yapmıştı.

Geride bıraktığı dönemlerde güzel işler yapılabilirdi. Teşkilatın günümüzde daha etkin bir rol oynaması gerekiyor. Bunu sağlamak için çok çalışmaktan başka bir seçenek bulunmuyor.

“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar;
evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”

Mustafa Kemal Atatürk

OSTİM GAZETESİNİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

twitter.com/KorhanGumustkn

Yazara ait diğer köşe yazıları