Günümüzde bilgi ve iletişim teknolojileri, ekonomik ve sosyal gelişmeyi hızlandıran parametreler olarak gösteriliyor.
Telekomünikasyon alanında son yıllarda gerçekleşen teknolojik hareketlilik artarak devam ederken, büyüyen ve gelişen ülkemizde de ihtiyaçlar büyük çaplı yatırımları gündeme getirdi. Yatırımların boyutları önemli rakamlara karşılık geliyor.
Türkiye’nin birçok sektörde yaşadığı kronik engellerden biri de bu alanda kendini gösteriyor. Elektronik ve haberleşme, her yıl milyarlarca Türk Lirası’nın yurtdışına akıtıldığı ithalata dayalı sektörlerden.
2015, ülkemizin elektronik ve haberleşme sektörünün, dolayısıyla bilişim sektörünün gelişimi açısından dönüm noktası olarak kabul edilen bir yıl oldu. Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu; 4.5G (IMT-Advanced) hizmetlerine ilişkin yetkilendirmeleri gerçekleştirdi. Yetkilendirme, bir imzanın çok ötesinde; ülkemizin hedefleri çerçevesinde elektronik haberleşme altyapısının kurulumunda yerli ve milli kaynakların da zorunlu olarak kullanılmasına yönelik stratejik adımları beraberinde getirdi.
İşletmeciler, donanım ve yazılım yatırımlarında; en az yüzde 10’unu Türkiye’de ürün veya sistem geliştirmek üzere kurulmuş olan KOBİ’ler tarafından Türkiye’de üretilen ürünlerden, 27.10.2015 tarihinden itibaren ise en az yüzde 30, yüzde 40 ve yüzde 45’ini yerli malı olduğu belirlenen ürünlerden sağlamakla yükümlü oldular.
Türkiye’yi, teknolojiyi tüketmenin yanında üreten ülke olma hedefi ne doğru yaklaştıran bir karar olan bu imza; savunma sanayii, enerji, sağlık kadar önemli bir alan olarak değerlendirilen haberleşmede hem kullanıcılar hem de sanayimiz açısından yeni bir dönemin habercisi oldu.
Kısa sürede kabul gören 4.5G hizmeti önemli bir abone sayısına ulaştı. Yerli sanayiye aralanan kapının sonuna kadar açılması için çizilen yol haritası; tasarlayan ve üreten KOBİ’lere gelecek planlarını yeniden düzenleme, hedeflerini büyütme fırsatı tanıdı.
Ancak, sözleşmenin imzalanmasının ardından geçen bir yıllık süreçte, yerli ürün kullanımına ilişkin beklenen performansın yakalanamadığı yönünde endişeler ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Yetkilendirme Belgesi İmza Töreni’nde, kendisini asıl heyecanlandıran hususun 4,5 G ihalesini kazanan şirketlere, şebekelerini inşa ederken yerli ürün kullanma zorunluluğunun getirilmesi olduğunu söylemişti. Sayın Cumhurbaşkanımız, tarihe geçecek şu görüşleri de paylaşmıştı: “Milli olmadığınız, yerli olmadığınız sürece bu ülkenin bu kalkınma sürecine destek vermediğiniz sürece ‘Ben vatanseverim’ diyemezsiniz. Vatanseverlik birlik beraberlik ve dayanışma ile ortaya çıkar.”
“Nerede birlik, orda dirlik.” sözünün, KOBİ’ler başta olmak üzere günümüzün çetin rekabet koşullarında sanayimiz açısından en güzel karşılığı ‘kümelenme’ kavramında vücut buluyor.
Bu yaklaşım 4.5G yetkilendirmesiyle birlikte haberleşme teknolojilerinde benzer bir ‘birlik’ için anlayışına yol açtı. Türkiye'nin telekomünikasyon ve bilişim alanında teknoloji oluşturmasına katkı sağlaması ve elektronik haberleşme alanında milli ürünlerini üretmesi amacıyla OSTİM Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü himayesinde ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) eşgüdümünde Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi kuruldu.
Bilgi teknolojileri ve haberleşme sektöründe Türk markaları ile varlığımızı ispatlamak ve saha olmaktan çıkıp oyuncu olmak; savunma sanayiinde gösterdiğimiz başarı hikayesini bu alanda da gerçekleştirmek amacıyla çalışmalarına başlayan Küme tüm Türkiye’yi kapsayacak.
Türkiye’de gerçek anlamda üretim yapan yazılım ve/ veya donanım şirketleri, Ar-Ge yapan şirketler ve enstitüler ile üniversiteler, teknokentler, sektörel sivil toplum kuruluşları, kalkınma ajansları, sanayi odaları, organize sanayi bölgeleri, ihracatçı birlikleri, kamu kurum ve kuruluşları kümenin üyeleri arasında yer alıyor.
Küresel pazar büyüklüğü inanılmaz bir şekilde gün geçtikçe ‘devleşen’ bilgi teknolojileri ve haberleşme sektöründe; Türk markaları ile varlığımızı ispatlamak ve saha olmaktan çıkıp oyuncu olmak için savunma sanayiinde gösterdiğimiz başarı hikayesini bu alanda da gerçekleştirmek ve üreten, dünyaya satan konuma gelmeye, milli düşünmeye ve bu noktada milli duruşa mecburuz.
Her şey daha güçlü bir Türkiye için.
Ülkemiz, 4.5 G ile başlayan önemli süreçte daha fazla zaman kaybedemez.