Turan Çiğdem adı sanırım yolu sanayiden geçen hemen herkesin kulaklarında aşinadır.
1960’lı yıllar… Türkiye’de üretim ve sanayileşme olgularının yeşertilme çabalarının zaman dilimi… Ülke genelinde irili ufaklı üretim tesisleri, fabrikalar var ama kalkınmanın ülke sathına yayılması, güçlü bir ekonomik yapı şart.
Küçük üreticiler ise parmakla sayılır durumda ve hepsi ayrı ayrı yerlerde. ‘Orta ölçekli’ işletmelere ise biraz zaman var… Dağınık halde bulunan küçük atölyeler geliştikçe; daha geniş bir alanda daha iyi şartlarda yer alma arzusundalar. Başkent Ankara ise meşhur tabiriyle ‘memur kenti’…
Takvim yaprakları 1967’yi gösterdiğinde Ahilik mayasıyla yoğrulmuş Kırşehir’in evladı Cevat Dündar ve arkadaşları, yeni bir düşünceyi geliştiriyorlar. O dönemlerde yabancı olunan organize sanayi bölgesi fikrinin tohumlarını, çok önemli bir geleneğin kavramlaşmış halinde ‘kooperatif’le atıyorlar.
Dündar, bu yeni sanayi atılımına herkesi davet ediyor. Yönetimdeki arkadaşlarıyla birlikte vatandaşların üye olmaları için adeta seferberlik ilan ediyor.
İşte o kadro içinde, gelecekte OSTİM’in bugünkü başarılarında büyük rol oynayan Turan Çiğdem de yer alıyor. 1974 yılında Cevat Dündar’ın vefatıyla bayrağı o alıyor. İlk günkü heyecanını hiç kaybetmiyor.
Mücadeleci kimliğiyle bölgenin gelişmesi ve işyerlerinin açılarak; istihdam, kalkınma ve Türkiye için üretim ideali ışığında gece gündüz emek veriyor. Ülkemizin zor yıllarında bile birlikte çalıştığı isimlerle hedeflerinden vazgeçmiyor.
Yol, köprü yapımı, inşaatların tamamlanarak hak sahiplerine teslimi, alt yapı ve bunlarla birlikte bir sanayicinin rahat çalışabilmesi; OSTİM’in, OSTİM’linin, sonucunda da Türk sanayicisinin muvaffak olabilmesinin yapı taşlarını döşüyor.
Çıraklık eğitimine ağırlık veren, bugün birçok sanayicinin çıraklıktan yetişmesinde vesile olan Çiğdem, hayalden gerçeğe dönüşen girişimcilik hikayesinin mimarlarından biri olarak; ‘Eğitimde, İstihdamda, Kalkınmada Önce Sanayi’ derken bugünlere önemli bir mesaj veriyordu…
“Zamanında, Türkiye’nin sanayileşmemesi için bütün prangalar vurulmuştu.” Diyen Başkan Çiğdem, genç girişimcilere de şu mesajı veriyordu: “Umutsuzluğa kapılmayın,siz geleceğin sanayicisisiniz, ben sizlere kefil oluyorum.”
Hayal edemediğin yere gidemezsin
Bir söyleşisinde ‘dert’ kavramıyla ilgili şunları paylaşmıştı: “Aşk ağlatır, dert söyletir derler ya. Dünyaya gelip de derdi olmayan insan hemen hemen yok gibidir.”
Öyle inanmıştı ki üretime, “Milletlerin kalkınmasında sanayileşmenin en büyük kalkınma aracı olduğu bir gerçektir.” Vurgusunu yaparken ekliyordu: “İnsanın hayal gücü olacak. Hayal edemediğin yere gidemezsin.”
Adı hayırla anılacak, sanayileşmeye bir ömür adayan Çiğdem, 16 Haziran 2017’de darı bekaya göç etti. Merhum, ardında önemli hizmetler bıraktı. Bu hizmetleri yerine getirirken, yönetimde görev aldığı arkadaşlarıyla birlikte Ankara’nın ve Türkiye’nin sanayileşmesi yolunda yılmadı, azimle yürüdü.
“Muvaffakiyetin yarısı cesaret, yarısı metanet” sözünü yaşamından hiç eksik etmedi. 85 yıllık ömründe unutulmaz anılar biriktirdi. Her biri tecrübeyle bezeli sözleri, hafızalarda yer edindi.
Çiğdem’in şu sözüyle bitirelim: “Çukurova’nın bütün ürünlerini iki tane Fantom uçağı ile değişirseniz kalkınabilir misiniz? Bunları öncelikle kendiniz yapacaksınız, kendiniz üreteceksiniz."
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Türkiye’ye katkı yükseköğrenimle sürecek
OSTİM’in yıllardır üzerine katarak çoğalttığı bilgi ve deneyimi yükseköğrenimle taçlanıyor. 1967’den bu yana yerli ve milli hedefler doğrultusunda Ülkemizin kalkınması için çalışan OSTİM, Türkiye’ye katkılarını eğitim alanında da sürdürecek. Süreçlerine yakından şahit olduğum, titiz bir hazırlık sürecinde, tecrübeli isimler tarafından projelendirilen OSTİM Teknik Üniversitesi’nin kuruluşu kanunlaştı.
OSTİM Vakfı tarafından kurulan üniversitenin sanayiyle iç içe olması avantajlı yönü. Üniversite, özellikle ileri imalat sistem ve teknolojileri alanında, öğrencilerine uluslararası yeterlilikte üst düzey eğitim, araştırma ve uygulama altyapı ve imkanı sunan, rekabetçi iş dünyasının gerektirdiği bilgi ve donanıma sahip, milli ve insani değerleri özümsemiş, tasarlayan, yapan, yaşatan, yenilikçi, girişimci, üstün nitelikli bireyler yetiştiren, ülkemizin bilim ve teknoloji geliştirme yetkinliğinin arttırılmasında etkin rol oynayan, özgün proje ve çözümler üreterek ülke ve bölge kalkınması için çalışan bir eğitim kurumu olmayı hedefliyor.
Uygulamalı bir yapıda kurgulanan OSTİM Teknik Üniversitesi, 50 yılını geride bırakan, köklü bir sanayi mirasına sahip OSTİM’e ve ülkemize çok önemli kazanımlar sağlayacak.
Emeği geçenlere teşekkürlerimizle…