Adres :
100. Yıl Bulvarı No:101/A, 06374 OSTİM/Ankara-TÜRKİYE Telefon : 0 312 385 50 90 Faks : 0312 354 58 98 E-Posta : korhan@ostim.org.tr

Teknoloji Üreten ve İhraç Edenler Kazançlı Çıkacak

Korhan GÜMÜŞTEKİN
30 Ocak 2017 09:13

Tıbbi cihaz sektörünün büyüklüğü dünya genelinde 400 milyar dolar seviyesinde bir hacme ulaştı. Küresel ekonomideki gelişmeler mercek altına alındığında sektör, ciddi büyüme ivmesi yakalayan alanlardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Hastanelerin teknoloji yoğun işletmeler haline gelmesi, teknolojik değişimler ve yenilikler, biyomedikal mühendisliği alanındaki gelişmeler, dünyanın tıbbi cihaz pazarındaki rekabetini artırıyor. Sektörün rekabetçilik düzeyi, ana ürün grupları için farklı seyrediyor. Her alt ürün grubu için genel bir rekabetçilik düzeyinden bahsetmek mümkün değil.

Ürün türleri genelde; İleri Teknoloji Ürünler, Orta Teknoloji Ürünler ve Düşük Teknolojili Ürünler olmak üzere üç temel kategoride sınıflandırılıyor. MR gibi görüntüleme cihazları ileri teknoloji odaklı ürünler; plasma sterilizasyon, implantlar orta teknolojili ürünler; otoklavl, hastane yatakları, ortopedi ürünleri, sarf malzemeleri de düşük teknolojili ürünler sınıfında değerlendiriliyor.

Yapılan analizlerde, küresel oyuncuların pazar paylarını korumak ve büyümek için şu stratejileri benimsedikleri ifade ediliyor: Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına ayrılan kaynakların artması, değişen sağlık hizmeti alımı eğilimlerine bağlı olarak; evde bakım, kişisel sağlık alanında ürün ve hizmetlere ilişkin cihaz ve hizmet sunumu, bütünleşik ve sisteme yönelik ürün ve hizmetlerin sunumu; hastane yazılımları, kullanıcıya kolaylık sunan fonksiyonel ürünler, akıllı uygulamalar, ileri teknoloji ile tıbbi cihazların sürekli gelişimi; mikro kameralar, sensör teknolojileri, biyomalzeme, mikrocerrahi, yazılım entegrasyonu vb., gelişmekte olan pazarlarda, belirli ölçeğe ulaşmış tıbbi cihaz, yazılım ve teknoloji şirketlerinin satın alınması yöntemi ile pazara girilmesi.

Cazibesini katlayan sektörde dışa bağımlıyız
Tıbbi cihaz pazarında faaliyet gösteren firmalar için dikkat çeken bir diğer husus ise alt ürün grupları bazında gelecek projeksiyonlarını yapmaları. Gelişmekte olan alt ürün gruplarında firmaların ne tür şirketleri satın aldıkları, alt ürün gruplarında değer zincirine dahil ettikleri yeni teknoloji ve ürünleri anlamak gelecek stratejilerini belirlemek için önemli.

Her geçen gün cazibesini katlayan sektör, Türkiye’de de aynı ilgiden nasibini alsa da yerli ürünler için alınacak mesafe var. Türkiye, tıbbi cihazda yüzde 85 oranında dışa bağımlı. Ülkemizdeki sektörel faaliyetlerin yeterli üretim ve araştırma düzeyine ulaşmadığı söyleniyor. Ancak son yıllarda önemli yasal ve kurumsal gelişmelerin yaşandığı sektörde, geleneksel ürünlerin yanında, yapılan yatırımlarla ileri teknoloji ürünler düzeyinde sınırlı sayıda da olsa üretime geçildi.

Oyunu küresel oyuncular kuruyor
Yerli üreticilerin, sektörün yapısı ve rekabeti belirleyen ana faktörlere bağlı olarak iç pazarda rekabetçi olmadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. İç piyasada rekabet şartlarının giderek zorlaşması, tıbbi cihaz üreticilerinin ihracat pazarlarına yönlenmesine sebep oluyor. Ürün çeşitliğinin fazlalığı, ihracat pazarlarının da çeşitlenmesi sonucunu doğuruyor. Gelişmekte olan, sağlık harcamalarının arttığı, Batılı hastalıkların görüldüğü ve yaşlanma oranının arttığı pazarlar, küresel oyuncular tarafından belirleniyor ve takip ediliyor.

Yerli üretimin büyümesi, bu bağımlılığı minimum seviyeye çekmek ve ürünlerin niteliğini geliştirmek için Devletimizin yoğun çabaları var. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, geçtiğimiz yıl şehir hastanelerini işaret ederek, “Ultrason, tomografi veyahut da MR cihazları gibi bu cihazlar dışında hiçbir cihazın o hastanelere girmesini istemiyoruz. Onunla ilgili de çalışmalarımızı yapıyoruz. İhaleleri alan, o yapıları yapan firmalar da ona göre tedbirlerini alsınlar.” Demişti.

Geleceğin teknolojilerini barındıran bir alan
10. Kalkınma Planı’na göre de bu alanda özetle ‘teknoloji üreten ve ihraç edenler’ kazançlı çıkacak. Bu cümleye dayanak olarak planda, sağlık endüstrisinin giderek artan kamu harcaması doğurduğu ve dışa bağımlılığın yüksekliği, yerli üretimin çoğunlukla geleneksel teknolojilerde olduğu, bununla birlikte tıbbi cihaz alanının; biyoteknoloji, nanoteknoloji, mikroelektromekanik ve bilişimin birlikte kullanıldığı katma değeri yüksek olan ve geleceğin teknolojilerini barındıran bir alan olduğu, sağlık teknolojilerindeki gelişmenin düzeyi vurgusuyla; bu teknolojileri üreterek ihraç eden ülkelerin kazançlı çıkacağı belirtiliyor.

Tıbbi cihaz sektöründe, büyük küresel oyuncuların karşısında yerel üreticilerin rekabet şansının kısıtlı olduğu bir pazar ortamı bulunuyor. Küresel şirketler, kendilerine rakip olabilecek yerel şirketleri ya da yeni ürünler geliştirmiş küçük şirketleri satın alma yoluna gidiyorlar. 

Bu çabaların, KOBİ cephesinde en dikkat çekici kurumu hiç şüphesiz OSTİM. Sektördeki yerli gücünün pekiştirilmesi için elini taşın altına koyan OSTİM bünyesindeki Medikal Sanayi Kümelenmesi, üyeleri ve paydaşlarıyla hem ulusal hem de küresel boyutta ciddi atılımlar yapıyor. Öyle ki Türkiye’nin tıbbi cihaz sektöründe gerçekleştirdiği toplam ihracatın yüzde 50’sini küme üyeleri gerçekleştiriyor.

Sektör temalı üçüncü yayınımızda sağlık alanında önemli atılımları yapan ülkemizin, bu sektöre canla başla hayat veren üreticilerini sayfalarımıza taşıyoruz.

Detaylarda da göreceğiniz gibi KOBİ, girişimcilik ve üretim sevdasının en belirgin yansıması medikal sanayinde yaşanıyor. Öte yandan kalkınma yolunda katma değer için çaba gösteren üreticilerimiz sorunlarına da bir an önce çözüm bulunması arzusunda…

Başardıkları projeler ve ortaya çıkardıkları ürünlerle gurur yaşatanların elinden tutmak, sağlıklı bir geleceğin güçlü desteği olacaktır.

OSTİM GAZETESİNİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

twitter.com/KorhanGumustkn

Yazara ait diğer köşe yazıları