Yeni bir sayıyla daha merhaba… Bu sayımızda, Türkiye’nin sıcak gündemi ana konumuz… 7 Haziran seçimlerinin ardından ortaya çıkan siyasi tablonun sonuçları en çok ekonomi başlığında etkilerini gösteriyor... Diğer yandan, yaşanan acı olaylar adeta ciğerimizi dağlıyor. Al bayrak için şehadet mertebesine eren vatan evlatlarına Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyoruz…
Ülkemiz, jeopolitik gelişmelerin tam ortasında… Medeniyetler beşiği Anadolu, komşularında meydana gelen olayları ve gelişmeleri siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda iliklerine kadar hissediyor.
Şu var ki; büyük devlet olmanın tarihten gelen sorumluluğuyla mazluma kucak açan Türkiye, rotasını yeni ufuklara çevirip, büyük ideallere koşarken adeta frenlenmek isteniyor. İşe üretim, ihracat, Ar-Ge, teknoloji denkleminden baktığımızda, yapılmak istenenleri mercek altına aldığımızda gelişmeleri daha net okuyabiliriz.
Etki alanını genişletme anlayışı, itinalı bir yörüngeye oturtmaya gayret edilirken, kronik sorunların katmerlenme, yeni açmazların oluşturulma çabasına dikkat çekmekte fayda var…
Fakat bir yandan da güçlü bir yönetime olan ihtiyacı vurgulamak gerekiyor…
Seçim sonuçlarının ardından; hükümet kurma çalışmaları, koalisyon senaryoları, görüşmeler derken zaman hızı bir şekilde akıyor ve beklentileri giredek artırıyor… Saha diye tabir ettiğimiz, işin mutfağında olan üretim ayağına kulak verildiğinde mesajlar çok kesin ve keskin… Huzur, güven ve istikrar ortamının devamı stratejik bir gereklilik olarak dile getiriliyor…
Sayfalarımızın en geniş haberinde “Gündem Sahaya Nasıl Yansıyor?” sorusuna yanıt arıyoruz… Sanayici, akademisyen, STK ve gazetecilerin mevcut manzaraya ilişkin görüşlerini aldık. Neler denildi? Birkaç satırı buraya taşımak istiyorum:
- “Bankalar kredi musluklarını kısmaya başladılar, hatta ufak ufak kredileri kapatmamızı isteyenler var. Ödenmeyen çeklerin ve senetlerin miktarında ciddi artışlar var. Bir an evvel hükümeti kurup reformlara devam edip piyasaları canlandıracak, Türkiye’yi tekrar büyütecek hamlelerin yapılmasını sağlayabilmemiz lazım.”
- “Sanayicimiz işine yatırım yapmaya korkar oldu. Kimse yeni makine almak, borca girmek istemiyor. Hepimizin önünde bir sis perdesi, yarının senaryoları içerisinde kendimize yol bulmaya çalışıyoruz.”
- “İstikrarsızlık, yatırımcının korktuğu en büyük konu. Önünü görememesi nedeniyle hem istihdam sorunu oluşacak hem de mevcut yatırımları ile idare etmeyi öngörecek. Tüm bu hadiseler Türkiye’nin yararına değil zararına olur.”
- “Türkiye ekonomisinde böylesine önemli paya sahip KOBİ’lerin finansal açıdan desteklenmesi, öncelik verilmesi gereken konulardan biridir.”
- “Hükümet kurma konusunda; güçlü bir iktidarın bir an önce teşekkül etmesi bizim en içten arzumuzdur.”
- “Sanayi canlı organizma gibidir ve yenilenmesi gerekir. Kendini yenileyemeyen yineleyen bir sanayi, kısa sürede durağanlaşıp, gelecek yıllarda ise etkileri uzun sürecek bir gerilemeyle karşı karşıya kalacaktır.”
Bu ülke hepimizin… Umutlarımız var... Umudu gerçeğe dönüştürebilecek potansiyele sahibiz… Sıkıntıların bir an önce giderilmesi, ülkemizin geleceği adına, büyük hedeflere emin adımlarla koşabilmek için geç kalınmadan uzlaşma vaktidir…
Türkiye engebeli ve zorlu bir yolda ilerliyor… Bu yolu ancak birlik ve beraberlik içinde aşabiliriz…
İki ülke, yeni dönem ve fırsatlar
Yunanistan ve İran… İki ülke adına yaşanan gelişmeler, Temmuz ayında dünya ekonomisine damga vurdu. Borç kriziyle boğuşan Batı komşumuz çıkış yolu ararken, İran’ın masadan “uzlaşı” ile kalkması yeni olanaklara kapı araladı…
Yazarımız Doç. Dr. Emin Akçaoğlu, bu ayki makalesinde iki ülke perspektifinden konjonktürü analiz etti. Yunanistan’ın yaşadıklarını Türkiye adına çıkarılacak derslerle ele alan Akçaoğlu, İran içinse ilginç bir tespitte bulunuyor.
Batı’nın, düne kadar yerden yere vurduğu İran’a adeta çıkarma yapması, Türk yatırımcısına da imkanlar sunabilir. Akçaoğlu’na göre, Batılı firmalar genellikle büyük oynadıklarına ve daha dikkatle risk aldıklarına göre başlangıç dönemi Türk KOBİ’leri için fırsat dönemi olabilir. Önerisi de “Başlangıçta yerli ortaklar bulmak da iyi olabilir.” şeklinde…
“Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa, bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.”
Bernard Shaw