Ülke olarak hedefimiz sanayileşmektir. Tarıma ve sırf hizmet sektörlerine dayalı, düşük katma değer yaratan işler yaparak, sadece piyasa ve borsa faktörlerini ve aktörlerini kullanarak kalkınmamızın mümkün olmadığını biliyoruz.
Teknolojinin, bilgi ve bilişimin kullanıldığı bilgi yoğun ürünlere ülke olarak ödediğimiz emek yoğun bedeli düşünecek olursak, sanayileşmenin önemini daha iyi anlarız. Bilgi ve emek yoğun ileri teknoloji ürünlerine yaptığımız harcamalar yüzünden bugün devletimizin ve milletimizin iki yakası bir araya gelemiyor.
O nedenle gelecekte bilgi yoğun imalât yapan sanayi sektörleri oluşturmalıyız. Ve öncelikle KOBİ’leri bilgi yoğun üretimler konusunda da rekabetçi yapmalıyız.
Sanayimizin altyapısını KOBİ’lerimiz oluşturuyor. Mütevazı atölyelerinde çevik ve dinamik yapıları ile ülke ekonomisi için katma değer ve istihdam yaratıyor; ihracat yapıyorlar.
Sermayenin ve refahın tabana yayılması, Anadolu’daki işsizliğin önlenmesi, büyük kentlere göçün durdurulması, ihracatın artırılması yönünde KOBİ dediğimiz aktörlere ihtiyacımız var. Onları geliştirmeli, desteklemeli, önlerindeki engelleri kaldırmalıyız. Avrupa Birliği süreci ve küresel ekonomi koşullarının kapımızı zorladığı bu ortamda KOBİ’lerimizin her zamankinden daha çok desteğe, cesarete ve motivasyona ihtiyacı var.
KOSGEB, iki yıldır KOBİ’lere yönelik yaklaşımı, projeleri ve mütevazı da olsa aktardığı destekleri ile moral veriyordu. Oysa, geceli-gündüzlü çalışması ile “atom karınca” olarak da nitelenen KOBİ’lerimize yönelik KOSGEB destekleri mart ayında Maliye Bakanlığımızca durduruldu.
Kararın gerekçeleri üzerinde durup, yorumlamak bizim görevimiz olmayabilir. Ancak, yabancı sermayenin yatırım ortamını iyileştirmek için yoğun çaba harcanırken, bizim yerli ve küçük yatırımcılarımızın, KOBİ’lerimizin yatırım ikliminin bozulması en azından eşitliği bozmaktadır.
Bizim görüşümüz, KOBİ’lerin en büyük çözüm ortağı olan KOSGEB’in kuruluş amacı doğrultusunda hizmet verebilmesi ve destek projelerini uygulayabilmesi için hükümet ve ilgili kurumlar bir an önce bu BÜROKRATİK kararı düzeltmelidir.
Organize sanayi bölgesi olarak OSTİM, bölge üyelerinin geleceğine ışık tutacak vizyonunu geliştiriyor. Kendisine Sanal Fabrika olma hedefini koyan Ostim, çağdaşlarının ötesinde bir verimlilik, koordinasyon ve performans becerisi geliştiriyor.
Ostim, küçük ölçekli işletmeleri; kalifikasyon ve performans ölçütlerini ön plana alan çalışanları; evrensel düzeyde spor ve sosyal aktiviteler yürüterek sosyal bir şemsiye haline gelmiş yönetimi ile bir marka ve sanal fabrika görüntüsü veriyor.
OSTİM içinde çözebileceğimiz, çözemeyeceğimiz, kısmen çözeceğimiz, teknik, örgütsel sorunlarımızı biliyoruz. Bu konuda birlikte olduğumuz çözüm ortaklarımızla “sanal fabrika” hedefinde ilerleyeceğiz.
Yeri gelmişken, çözüm ortaklarımız; DÜNYA Gazetesi, KOSGEB, TÜYAP, Global Compact, AVEA, Dünya Ticaret Merkezi, Hacettepe Üniversitesi, ODTÜ, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Sabancı Telekom, Fatih Üniversitesi, Halkbank, Ayen Enerji, TTGV, ALCATEL, Dışbank, GTZ, Kobi Efor, Türk Telekom, Finansbank, İŞKUR, Başkent Üniversitesi, Asya Finans, Yerel Televizyonlar Birliği’ne bölge işletmelerimiz adına teşekkür ediyoruz.
Ostim; çözüm ortakları ile birlikte, motive olmuş yönetimi, deneyimleri, büyük ölçüde bitirilmiş altyapısı ile, destek birimleri ile kendisi için tanımladığı vizyonu gerçekleştirecektir.
Ostim ve tüm OSB’lerin geleceğe yönelik plan ve projelerinde en büyük çözüm ortağı olarak DEVLETİ ve onun kurumlarını da görmek istiyoruz.